Dalyan gibi bir çocukken ben… yine yazılar yazardım. O zamanlar blog filan yok tabii, nereye bulduysam oraya yazmışım. Bugün eşeleyip, çıkartma günü o eskileri. Eskiler pistir biraz, ayrıca eğlencelidir. Bu eskilerden bir tanesi…
Yazının, gereksizliğimi simgeleyen başlığı şu şekilde; “……. Kimdir?” *o noktaların olduğu yerde adım yazıyor! -vay anasını, dünürünü, görümcesini ve bilumum anlamadığım akrabalık tanımlamalarını diyorum… -
İşte o yazı,
29 Kasım 1984 …bu kıştan kalma günü asla hatırlayamayacağım..Çünkü ben o günün hemen ertesinde gelmişim dünyaya..hem de ne geliş..tamamiyle baygın! Evet baygın.. taa ki doktorun bana attığı tokatların bedenimi amansızca sarsıp, ses tellerimin ilk ürünlerini verdiği ana kadar…o gün ağlamam tokatların etkisinden mi yoksa uykumdan uyanışımdan mı bilemiyorum…
O zamanlar İstanbul’da ailem Bakırköy’de ikamet etmekteydiler..dolayisiyla bende doğumumun ardından bir kaç kare hatırlayabildiğim o yerde tam 3 yıl geçirdim…Sonrasında ailem -aslında babam- ani bir kararla yeni bir hayata yelken açmaya karar verdiler ve hayatımın büyük kısmının geçtigi yere geldiler…burası İzmit’in bir ilçesi…Karamürsel..(evet sepetleriyle ünlü olan yer..)Buranın hayatıma dair derin izleri vardır..12 yıl boyunca ..küçük bir hayat..
İlkokula başlarken daha 7 yaşıma girmemiştim ..süperzeka değildim ama okula küçük yasta baslamistim…bu beni hiç tedirgin etmiyordu çünkü okul gercekten bana itici gelmiyordu..seviyor muydun? sorusunun ise hala tam bir cevabı yoktur bende..ama o günleri özlediğime eminim..(sorumluluktan eser olmayan zamanlar..)-okulun ilk günüme sığdırdığım hatıralar unutulmaz bir geyik aracının yanında, en eski arkadaşımı da yanında getirdi(S… A… 14 yıldır tanıyorum…hiç degişmiyor.. eskiden ben ondan uzundum, şimdi o benden uzun galiba)
İlkokul başarılarla ve taktirnamelerle geçerken (abartmam hepsi 5 pek iyidir) hemen ardındaki A.L sınavlarını kazanarak bir üst level’e gectim ki ne geciş….ortaokul yıllarım kendimce pek süper geçmedi..(her bakımdan)aslında daha sonraki yılların getirileri yüzünden, bu yıllara kayıp olarak bakarım biraz..ergenlikte olabilir tabii…her insan doğar, büyür, ergen olur ve problem kazanır..vs.vs.
Aradan gecen yillar bizi tekrar İstanbul’a -evet taşı toprağı altın şehre- sürükledi…ailecek istanbul’a göc ederek yerleştik..tabii ben artik liseli bir gençtim..lise yıllarım (cok severim..) Vefa A.L de gecti…Bu yıllara dair anlatacaklarım çok çok çoktur ama en çok etkilendiğim şey, yıllar sonrasında okuduğum lise yıllar öncesinde doğduğum hastaneye 300 metre uzaklıkta olmasıydı..
Bu yıllarda …yani benim o yaşlarımda (15-16-17) kişilik oturtma olaylarım gerçekleşmekteydi..Problemli biri değildim..en azından kendimi öyle görmüyordum..ama denilenlere göre biraz fazla gülerdim..(bunu hayatım boyunca yaptım..götürüsünü görmedim pek..bazen zor durumda bırakıyor amaolsun…o yıllarda edindiğim arkadaşlar ki hala benim için o kategorinin zirvesindeler, bana inanılmaz derecede faydalı oldular…isimlerini tek tek burada verip kendilerini mahçup etmek istemem..ama yıllar sürebilecek bir gelişim sürecindeki katalizörler onlardı..(bknz.. vefa lisesi 2002 yıllığı..)
Bu yıllarda o yaşlardaki her eğitim maduru gencin yaptığı gibi öss sınavına girdim..hedefim aya cikmak olmalıydı ki agaca cikabilmeliydim..
Bu yılların ayrıntılari icin bakabilceginiz bir kaynak yok…ama ben anlatabilirim..belki..bilmem..
Su an yazilari yazdigim anında icinde bulundugu bu yıllar ….anlatabilmem icin yasamam gereken yıllar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bence...