İnsanların alanlarının daraltılmasını sevmem.. hele biri bunu benim için düşünerek yapıyorsa pek uygunsuz bir davranış olarak görürüm bunu.. uyuz olurum içten içe, sonra yavaş yavaş o daraltılan yerden çekilir, kendimi uçsuz bucaksız bozkırlara atarım…
Nedendir bilinmez, özgürlük kavramı ya “at” ile ya da “bulutlar” ile özdeşleştirilir.. Belki de bunu sadece bir takım insanlar yapar.. -ben de yapmışımdır… ne olacak lan!-
Az önce düşünürken uçsuz bucaksız bozkırları ya da ovaları… çok saçma geldi.. Ben öyle özgürlüğün, afedersin götüne koyayım… Özgür olma hali, durumu neyse böyle bir şey değildir diye geçirdim içimden…
Özgürlük dediğin şey, bağlı olmama durumu olabilir mi sadece? Belki de istediğinde bağlı olabilmek.. Neyse kavramın kendisi ile çok oynamayalım. Mevzumuzun kendisi kavramı tanımlamak değil…
İnsanların sahip oldukları alanı kullanmalarına engel olmamak ve hatta gerekirse alan açmak demek üzereydim… Bunu yapmadan olmaz. Kişi kendini ifade etmiyorsa, ne önemi var o kişinin ya da o kişinin etrafında bulunup o kişiye bakanların.. -Bir önemi vardır mutlaka ama o önem, bu önem.. önem önem.. işte bu cümle kadardır önem.-
Bu yazının kendisi gibi bir şey oluyor hep bu konuştuklarım… hepsi yarım hepsi bir öyle böyle…
*he lan birde kuş var… özgürlük dediğimizde.. hayvan hayvan konuşuyoruz işte böyle hep..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bence...