O Değilde Bu Nasıl Bir Şey


Bilgisayarımın fanı, sigaramın dumanını yavaş yavaş kendine doğru çekiyor ve ben monitör ile arama giren dumanın verdiği o bambaşka hava ile sağda solda geziniyor, “lan bu sosyal medya ne biçim bir şeymiş.” diyorum. Bir süredir ket vurduğum düşüncelerim aksın diye bakınıyorum etrafa…
Bakkalın, manavın, sabah işe giden memurun aldığı gazeteleri düşünüyorum. Sabah kahvaltı yapmadan evden çıkan insanın, çayı ile birlikte aldığı şeyleri yerken göz attığı o gazeteyi, televizyonu düşünüyorum. İnsanın kendini güncellemesi bir dert tabii. Yapan var yapmayan var -kime ne?-
Yok efendim… Ben o üçüncü sayfa haberlerine, ana haber bültenlerinin boktan fon müzikleri ile sunduklarına laf etmeyeceğim. İyi ki yapıyorlar… “Ay ne biçim şeyler bunlar, ben yıllardır televizyon izlemiyorum.” gibi laflar edenler geliyor aklıma.-Bu insanlardan, yazının kalan kısmında “bu insanlar” diye bahsedeceğim.-  ”Vay be, ne büyük insanmışsın lan sen.” demedim hiç birine. Ben o haberleri izliyorum, o gazeteyi okuyorum -her zaman değil tabii ara ara- ” peh duramıyor işte insan!”
Yahu beğenmiyorsan nedeni var. Yok mu?
Bakınırken bir takım sosyal medya araçlarına, bazı insanlar görüyorum. Ne güzel, alıyorlar o bokum-götüm şeyleri, bir güzel yorumlayıp seriyorlar önümüze. Reklam mı alıyor bunun için? Medya patroncuğu mu oluyor? Hayır, kıçı kırık bir blog yazarından öteye gitmiyor/gidemiyor. Ama yaptığı iş pek ala. Beğenmiyorsan birini, diğeri başka tarafından tutup anlatıyor. Her biri bir şekilde, anlaşılabilir bir şey koyuyor ortaya. Sansürü de yok… Mis!
“bu insanlar” için bu yazının bir resmi var…
“Hohohhoy, ben yıllardır televizyon izlemedim. He o gazeteler mi? hayır asla okumam! evet sadece kitap okurum ben.. ne blog mu? nasıl.. kim yazıyor.. aaa amele işi o! şu kitabı tavsiye ederim…”
*Bu ne lan? bu ne lahana, bu ne patlıcan… yazsana… ya da oku..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bence...