Doğru Parçası

"Doğru Parçası: Bir doğru üzerinde olan farklı iki nokta A ve B olsun. A ve B noktaları ile bunlar arasında kalan doğruya ait noktaların kümesine AB doğru parçası denir."


İnsanlık tarihinde teknolojinin evrimi gibi bir şeyden bahsetmeyeceğim... İlkel insanı biliyoruz ya da bildiğimizi düşünüyoruz. İşte taşı bulan, ateşi yakan, kesici alet yapan, oradan oraya atlayan insan modeli. Günümüzde çok daha farklıyız. Artık buzdolaplarımız, uzaktan kumandalarımız var. Daha yavaşız ama daha zekiyiz. Daha hızlı adapte olabiliyoruz gibi gibi... Evet bu bir karşılaştırma yazısı... Bildiğin klasik yazılardan işte... Bundan sonrasını ve dev iddiamı okumayabilirsin... 
-heh... bu, "çok şey kaçıracaksın" tribini yapmayı çocukluktan beri istiyordum. Ne güzel oldu burası-






Neyse, "Teknoloji biraz evrimimizin yönünü değiştiriyor mu?" tartışması değil bu. Ama bir şekilde icatlarımız ve geliştirdiğimiz zımbıtılarla, kendi şeklimizi değiştiriyoruz der bu iddia. Bu dev iddianın ön kabul şeysi şuraya dayanır... İnsan zamanın bir noktasında telepatik olarak iletişime geçen, devasa ve yavaş canlılar olacaklardır. Biliyorum bu ön kabul şeysini ilk söyleyen değilim. Ama bilim kurgu filmlerinin gazına gelmemiş olduğumun farkındasınızdır. 
-heh.. filmlerde konuşurken prezident kişiye aba altından sopayı gösteren, filmin kahramanının yancısı olan, işleri konuşarak halleden insan tripleri... gaza getirmez miydi hepimizi?-


İyi, güzel ama... ne demek istiyorum peki? İlk insan dediğimiz şey kafada biraz canlanmış durumda. Nasıl bu canlandırmayı yapıyorsak? -orası tartışmalı.-kendi kendine konuşan çılgın şair, bilim insanı vb.tripler-- ( tire işareti içinde tire işareti yapmış olduğumu fark ettin diye düşünüyorum. Bu açıklamaları, cümleleri olabildiğince kopartmak için yapmadım. Sadece açıklama yapmak istedim. Hepimiz yeri geldiğinde gerektiğinden fazla açıklama yapmıyor muyuz birilerine? Geriye bakıp düşündüğümüzde komik geliyorlar ama değil mi?) neyse canlandırdığımız gibi kalsın, hayallerimizi yıkmayalım. -ki bu iddiamızın ikinci ön kabul şeysi- 


Elimizde iki tane kabul var. İlk ve son "insan" olmak üzere tanımladığımız bu iki noktayı, beyaz bir zemin üzerinde iki farklı yere koyalım. Bir noktadan diğerine doğru, en kısa mesafedeki noktaları birbirleriyle birleştirip bir doğru elde edelim. Ettik mi? Edemediyseniz lütfen yazının başına dönün. ( Tam olarak buraya tıklarsan olacak o...) -Link vermek... İlk verdiğiniz linki hatırlıyor musunuz? Bu kadar insafsız olmayın... Nasıl heyecanlı olmuştuk o linkte, o köprüde...-


Şimdi bu doğrunun orta noktasına bakalım. O noktada duran canlı neye benziyor hayalinde? Bu durumu açıklamak zor. Bu doğrunun orta noktası, bir insan modelini barındırıyor. Bir miktar teknoloji kullanan, vücudu belli bir şekilde ve formda olan, belli bir zihinsel kapasiteye sahip, kendi modasını yaratmış, ihtiyaçları üzerinden araçlar geliştiren ve kullanan bir şey.. Ney? İnsan işte... - Bilmem ne işte diyerek, bahsettiği "bilmem ne"yi önemsiz göstermeye çalışan kişinin tribi. Kızdığımızda, kırıldığımızda ve bu gibi aklıma gelmeyen benzer durumlarda, birilerinden "bilmem ne işte" diye bahsetmiş olabiliriz. O anda bile, o bilmem nenin değerini sorgularken yaşanan his, "içim kıpırdadı"ya yakın bir his değil midir?-  


Orta noktada olup olmadığımızı nasıl anlayacağız peki? İşte iki ön kabul şeysi buna yardımcı olacak. Hayal ettiğiniz ilk insan ile hayal edebildiğiniz son insanı yan yana koyun. Sonra sahip oldukları özelliklerden faydalanarak, ortasını bulun. Evet bu orta herkese göre değişecek. İddia ettiğim şey bu yüzden bu kadar güçlü... 
-Heh.. filmlerde son sahneden önce herkesin fikrini değiştiren konuşma tribi... harika değil mi? Çok heyecanlı olmaz mıydı? Sonra bu sahnelere klasik diyerek burun kıvırmaya başladık. O sahneler iyi değiller mi?-


Bulduğunuz orta noktaya ulaşmanız için hala yol almanız gerektiğini düşünüyorsanız, böyle devam edin. Herkesin yaptığı her bir boku yapın işte... Eğer bulduğunuz nokta size, orta noktayı geçtiğinizi düşündürüyorsa, artık yapacak bir şey yok. Yavaşlayın desem olmaz, geri gelin desem olmaz... Devam, devam... Kimilerimiz hayal ettiğimiz şeye daha yakın olacağız, bunun için yapacak bir şeyimiz yok...


"Eh tam orta noktada durduğumu düşünüyorum" diyorsanız... Evet, artık durun. Biraz durun ve bakın nerede durduğunuza, bu insanlık için büyük bir adım olmayacak. Baktığınızda göreceksiniz etrafınızda duran ya da durmayanları... Neye dönüştüğümüzü ya da dönüşebileceğimizi... -Herkesin ortada durduğunu düşünmek-


Tüm bu hipotezleri kurarken ve iddiamı sağlam temellere oturtmaya çalışırken cevap veremediğim tek bir soru oldu. Bu soru, şu soruydu... "Öyle ortada bir nokta mokta yoksa?" 


-Böyle bitirirken anlamlı, manalı bir soru ile kendini bozup, büyük soruyu ortaya bırakıp çekip gitmek mi? İşte bu bambaşka güzel bir hareket daha... Hiç bu tarz bir karizma istemedik mi?-


*Nasıl yazı lan bu?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bence...