Bir günün güzel geçmesi için nelere ihtiyaç duyulur? Bazen çok fazla şeye! Genellikle çok saçma tek bir şeye... Ne diyeyim, Twikker'dan bir twik olur, bir şarkı hatta bir şarkının girişi bile olur... Peki her gün neden işe yaramaz aynı twik ya da şarkı? Heh! Çünkü o gün güzel olsun istediğimiz için güzel olur.. başka bir nedeni yok aslında!
İşte iyi müzik...
Gün geçmiyor ki yeni bir araç çıkmasın piyasaya! Çıkıyor işte! Yeni bir tür sosyal medya zımbırtısıyla tanıştım. Pek güzel oluyor, sevdiğin ve ilgilendiğin şeyleri tekrar görebilmek için... İşte orası şöyle bir yer... Bir zamanlar böyle bir yer daha bulmuştum ama bir takım anonim yanlış anlaşılmalar olabileceği için kullanmayı bıraktım. Orası da böyle bir yerdi... Seviyorum öyle böyle şeyleri...
Geçen gün yeni bir blog açmıştım. Kimseler duymadan, kimseler görmeden bir şeyler karalasam sadece kendim için diye... Elbette birileri görecek ve duyacaktı. Kararım bu duyulma ve görülme işlemine aracı olmamaktı. Bulan kişi için öylesine bir blog olarak kalması ne güzel olurdu. Maalesef aldığım kararı kısmen ezip geçerek, bazı yazıları paylaştım. Sonra nedendir bilinmez gidip o blogu sildim!
Bazı şeylere ilk tanıştığı gün gibi bakamıyor insan... Zaman bu bakışı nasıl değiştiriyor hala anlamış değilim. Tanıdığım şeyleri zamanla daha çok sevmem pek nadir görülen bir olay benim için... Bu duruma dair bir takım teorilerim var. Hatta bu teorilerimi genelleyebilirim bile! Neyse ki, o kadar derin yazabilecek bir an değil benim için... Ama insanların her şeye bu kadar çabuk yabancılaşabildiği gaz ortamında, tutup bir şeyleri ilk tanıştığım günden daha çok seviyor olmam iyi... Pek güzel, çoğzel!
Çok önemli bir şey bardak! Gün boyunca o kadar çok şey içiyoruz ki, birinin yanında bardak taşıması bana hiç ilginç gelmiyor. Ben yanımda bardak taşımıyorum ama yanında bardak taşıyan bir arkadaşım olsa, kendisine "neden bu bardağı taşıyorsun lan yanında?" diye sormazdım. Birileri için önemli bir şeyleri, yakında tutmaktan daha akıllıca ne olabilir ki! Akıllıca dediğin zaman çok şey olabilir... ama bu neden olmasın?
Yorum ve yorumcu kelimelerine dair algım değişiyor. Geçen gün izlediğim bir tenis maçında -evet! tenisle ilgileniyorum- yorumcu olan insanın, gerçekten izlerken fark edemediğim şeyleri anlatması ve benim bu anlatılanlardan bir şeyler öğrenmem çok hoşuma gitti. Kollektif tenis gibi cümleler duyacağımı sanmıştım oysa! Zaten görünen bir şeyi söylemekten öte görünmeyeni göstermek gibi bir şey bu sanırım... Bir şeyi yorumlamak zor bir iş olsa gerek!
Bugün şöyle bir şey konuştum bir arkadaşımla. Kadınlar güzel, erkekler neden yakışıklı? Sanırım bunu ilk konuşan biz değiliz... Yakışıklı, "güzel, gösterişli" anlamında kullanılıyormuş. Neden aynı anlama gelen bir şey için başka bir kelime kullanmışız anlamış değilim. Bu noktada kendimce bir yorum yaptım. Paylaşmak istiyorum! Yakışıklı, yakışmak gibi bir kelimeyle yan yana geldiğinde aynı kökten türediklerini düşündürtüyor. Kadın güzelken, erkek yakışıklı oluyor ya! İşte erkek burada bir şeyin yanına yakışıyor olmalı... Erkek bir başına anlamsız bir şey midir? Bu nedenle birileri bize yakışıklı derken başkaları mavi ekran gösterebilir... Bu bir nedir? Bilmiyorum...
"Hadi dans edelim..." dedi,
"Peki" dedim...
Olmuş. Ama benim bu üstten tavrıma bir bağlamsız methiye de düzmen gerek.
YanıtlaSilTek bir cevabı olsun. İçinde senden birşeyler olsun.