Bugün, nedendir bilinmez geriye doğru bir dönüş yaşadım. Bu dönüşlerden bir tanesi, pek güzel bir anda gidip mahalleye çattı. Böyle bir saatte, bu konudan bahsetmek o kadar tatlı geldi ki anlatamam... Ama deneyime dayalı öğrenmeye inancım çok yüksek! Denemeye karar verdim.
Mahalle ilginç bir olgu tabii. Ben küçük bir kasabada büyüdüm. Mahallelerin sokaklar olarak tanımlandığı bir yaş aralığındaydım. Çocukken mahalle algısı ancak o kadar oluşuyor ne yapabilirim. Hemen bitişikte olan bina diğer sokağa bakıyorsa bitmiştir. Orası diğer mahalle...
Mahalle dediğin bir iki sokak olunca, insanlar birbirini daha iyi tanıyor. Hangi karakterden başlayacağımı bilmiyorum ama bir abimiz vardı... Sanırım birinden bahsetmem gerekiyorsa es geçemem... İlk sıralardadır bu hikayeci abi... Adını vermiyorum!
Biz mahallenin 9-12 yaş aralığı olarak hayal gücü gayet keskin -evet sivri- bir gruptuk. Bu abimiz o dönemlerde liseye giden, mahalle takımının hatırı sayılır iyi oyunculardan biri... Ara ara biz alt jenerasyonu toplar ve hikayeler anlatırdı. Hep beraber -kendi yaşıtları da dahil, ama sayıları daha az- dinlerdik bu hikayeleri. Hayatımda neden bir çok şeyi o kadar ilgiyle dinlemedim şimdi anlıyorum... Nedeni o abimizin anlattığı hikayelere katılabiliyor olmam... Anlattığı her hikayenin kahramanı dinleyen insanlardı. Hepimizin bir rolü oluyordu hikayede, uçan, kaçan, zıplayan, aksiyona giren, artist yakışıklı olan hep bizdik. Roller değişiyor ama kimse rolsüz bırakılmıyordu o hikayelerde. Evet! kabul ediyorum çok uçsuz bucaksız hikayelerdi ama bir o kadar bugün bizi değiştiren hikayelerdi...Genelde hikayeci bir insan olmamın nedeni olarak göstermiyorum bunu ama bir etkisi yok demem... diyemem...
O zamanlar hepsi parça parça... Parça derken bile insanın aklına kasetler, kasette bulunan parçalar, boş kasetler, radyodan kasete kayıt gibi şeyler geliyor.... Dönemin modası olan bir şey bu. Kasetlerinde bulunan şarkılarla yaşıyorsun, walkman ile uyuyorsun. Bu dönemin en önemli şeylerinden biridir kaset sahibi olmak ve bir kaset kayıt teknolojisine erişebilmek... Radyodan kaydın okulda "reputation" kazandırdığı bir dönem... bu dönem mahalle yaşantıma denk geldiği için mutluyum.
Mahalle dediğinde bir şey var ki... Anlatılamaz.... Aslında benzer durumda olan anlatılamayacak pek çok şey var mahallede ama ben sadece bir tanesini söyleyeceğim burada... Mahalle maçı! Bu iki kelime yan yana ne kadar anlaşılabilir olsa da aslında anlatılamayacak bir şeyi simgeler. Bunu anlatmaya şu anda gücüm yetmiyor. Belki bir gün, çok uzun bir zamanda, her şeyi berrak bir şekilde görüyorken yazarım... Ama şimdi değil... İşte mahalle böyle anlatılamaz, öyle yaşanır bir şey...
Mahalle bulunan her boşluğun oyun alanına çevrildiği, sonra gayet güzel isimler verildiği bir yer. Çimenlik, aşağı yol, merdivenler, duvar, çıkmaz gibi onlarca isim biliyoruzdur bu mekanlara dair... Oralarda takılırdık zaten. Bu şekilde bile adlandıramadığımız bir yer vardı mahallemizde. Biraz eğimli olduğu için bir takımın çok avantajlı olmasına neden olan bir yer işte... İşte bu yüzden her devrenin süresi çok adaletli dağılmalıydı... İşte ben hiç saatim olmamasına rağmen, güneşin konumundan faydalanarak zamanı düzgün ölçmeyi orada öğrendim... Mahalle böyle bir yer sende biliyorsun...
Yazacak o kadar çok şey olunca bir yerden sonra yazmayı bırakıp, sadece düşünüyorsun. Bu yüzden yazıyı daha fazla uzatmaya gerek yok... Devam et sen!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bence...