Zaman Zaman

Bir kaç gün, bir kaç ay, bir kaç saat... Zamanın göreceliliği üzerine bilimsel bir yazı yazmak için yaptığım araştırmalar sonuç vermedi maalesef. Yeterli matematiksel kapasitemin olduğunu düşünerek başladığım bu araştırmada, sekiz kere aldığım ve beni hala yarı yolda bıraktığını gördüğüm diferansiyel denklemler konusundaki çaresizliğimi bir kez daha gördüm.

Tabii hal böyle olunca araştırma dediğin şey hesaplamalardan uzaklaşıyor. Olsun... Bilgisayarımda hala gezegende geçirdiğimiz gün sayısını hesaplayan bir dosya var. Bu dosyayı geliştirmek aklıma gelmedi değil. Sadece gün olarak değil, farklı birimler olarak sonuçları ortaya çıkaran bir dosya haline getirmeyi düşünmüştüm. Fakat geçen gece karşımıza çıkan bir internet sitesi bu hesaplamaları ilginç bir şekilde geliştirmiş. 

826.874.400 saniyedir bu gezegende yaşadığıma dair bir bilgi var elimde. Ben bu bilgiyi sizinle paylaşırken bile bu verinin değiştiğini kabul etmek gerekiyor tabii. İlginç bir bilgi değil, zaten elimde bulunan verilerle her zaman ulaşabileceğim bir şey. 

Biraz olsun ilginç olan şey, Dünya üzerinde geçirdiğim zamanı, güneş sisteminde başka bir gezegende geçiriyor olsaydım ne olacağıydı. Farklı bir gezegen farklı bir yörünge demek. Faklı bir yörünge demekse o gezegene göre faklı uzunlukta bir yıl demekti. Örnek vermek gerekirse, Plüton isimli gezegende yaşasaydım -kimileri gezegenlikten çıkartıyor ama benim için hala bir gezegendir kendisi- kaç yıldır hayatta olacaktım? Plüton, güneşin etrafında dönerken çok daha uzun bir yol izliyor. Bu yolun bir kere tamamlanması bir Plüton yılı oluyor. İşte ben şu ana kadar geçirdiğim zamanla o yolun tamamlandığını göremiyorum. Plüton'da yaşıyor olsaydım sadece 0,11 yaşında olacaktım. 

Bir an, Plüton'da henüz bir yaşında bile olamamanın nasıl bir şey olduğunu düşündüm. Neyse ki, insan için reşit olma yaşını 18 olarak belirleyen zihniyet yardımıma koştu. Dünya üzerinde 18 yıl geçirmiş bir insanın artık bir takım şeyleri yapabileceğini kabul etmek demek, bu işin Plüton'da 0,07 yaşında yapılabileceği anlamına geliyor. Tüm bunları düşünürken Plüton'da bazı alışkanlıklarımızın bizi yanıltabileceği gerçeğini gördüm...

Bazı özel günleri kutlama hassasiyetlerimiz Plüton'da tam anlamıyla göt olmamıza sebep olabiliyor. Henüz 1 yaşında bile değilim Plüton üzerinde. En yakın kutlamamı, bir tam sayı olmamasına rağmen 0,2 yaşımda yapabiliyorum. Dilerseniz tarihi sizlerle paylaşayım. Belki kutlamak ister, bir iki hediye alırsınız. 8607 gün sonra yani 6 Eylül 2034/Çarşamba günü 0,2. Plüton yaşımı kutlayabiliriz. Hepinizi beklerim...

Sadece bu değil! Bir takım sabitler kabul edip, başka ilginç istatistiklerde paylaşıyor. Örneğin belirli bir sürede kaç kere göz kırptığımızı bir sabit kabul ederek, hayatımız boyunca kaç kere göz kırptığımızı hesaplıyor. Tabii bu sonucun doğruluğunu direkt kabul etmek yapmayacağım bir şey. "Yaklaşık olarak" ibaresini kullanarak paylaşılabilir sonuçlar diyelim...

Burada kendimle ilgili edindiğim ilginç bilgilerden birini paylaşacağım. Eğer bir sperm olarak dolandığım günlerde yumurtayı bulamamış olsaydım ne olurdu? Muhtemelen tüplerde emilip yok olurdum ama böyle bir şeyin olmadığını düşünelim... Sağlıklı bir spermin dakikada 3 milimetre yol aldığını kabul edersek, bugüne kadar 4,1 kilometre yol alabilirdim. Şimdi bu bilgiyi pek ilginç bulmadığımı fark ettim. Neyse...

Zaman zaman karşıma çıkıp, beni zamanla ilgili böyle düşüncelere iten cümlelerden biri...

"Görüşmeyeli çok uzun zaman olmuş..." 

 
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bence...