Baya dayandım aslına bakarsan... Onca şey oldu! Hala olmakta... Her şeye rağmen çok esneyip, çok gerilip, iyi dayandım. Bir ara çatlar gibi oldum ama sanırım hiç kırılmadım. Geçen gün dayanamadığımı düşünerek, biraz daldım. O ara sanki kırılmadan önceki son demlerimi yaşadım ve bir kırılma anının sesini kulaklarımda duyar gibi oldum. Artık dayanamayacak ve kırılıp gidecektim.
Yanılmışım... O ses değilmiş! Kırılmanın sesi biraz daha başkaymış.
"Ayağımın büküldüğünü hissedebiliyordum. Sağ ayağım, bileğimden başlayarak sola doğru kıvrılıyordu. Bu kıvrılmanın bir yerde durması gerektiğini biliyordum ama havada olduğum için şu anda hükmedebileceğim bir fiziksel gerçeklik yoktu. Sağ ayağım yerle temas etmeye başladığında içeri doğru kıvrılmanın bitmediğini anlamıştım. Hala bir limiti olduğunu düşünüyordum ama o limitin neresi olduğunu bilmiyordum. Bileğim döndükçe, bir sıcaklık hissediyordum. Bu sıcaklığı sadece bileğimde ve kafamda hissediyor olmam ilginçti. Bir an, dışarıdan gelen sesler yok oldu gitti. İki eklemin arasında dolanan sinovyal sıvının anlık hareketiyle çıkarttığı çıtırtı sesi geldi önce kulağıma. Tanıdık bir sesti. Zaman zaman parmaklarımdan ve boynumdan çıkartmayı sevdiğim bir ses... Fakat bu sesin hemen ardından, sanki derinlerden geliyormuş gibi daha tok bir ses duydum. Bu ses sanki sadece kendine has bir titreşimle birlikte gelmişti. Yanlış bir şeyi ayırmaya çalıştığını son anda fark ettiğinde kapıldığın bir his gibi... İşte bu ses pek tanıdık değildi. O sesten sonra sağ ayak bileğimi hafifçe havaya kaldırdım..."
Evet! Kırılmanın sesi gerçekten başkaymış...
Her zaman, olabilecek daha boktan bir şeyler vardır.
*İlk olduğu için hoş karşılıyorum...
dedecuum yeaaaa... =))
YanıtlaSil