Tekerlek

Hiç bilmediği bir yolda icat etti tekerleği. Ümitsizlik içerisinde yol almaya çalışırken, çalılıkların arasına işemeye gitmişti. Oysa gerek yoktu. Yoldan geçen başka kimse yoktu. Yolun ortasına işese bile kimse kendisini ayıplamazdı. Kaldı ki o çalılığa o günden sonra başka işeyen olmamıştı. İşte tam o esnada aklına geldi fikir. Yuvarlak bir cisim bulup yükünün altına koymalıydı.

Üç haftadır yoldaydı. Olabildiğince yüklenmişti. Hiç kimsenin yerini bilmediği bir hazineyi o bulmuştu. Yanlışlıkla bulmuştu aslında. Çok çişi geldiği için bir kuytu aramaya başlamıştı. Derken bir kapı, bir yol ve bir hazine. Hepsini aldı. Hazır kolilenmiş hazineyi sırtladığı gibi yola koyuldu. Bilmediği yerden, bilmediği bir yolla bildiği bir yeri bulmaya çalışırken, çok yoruluyordu.

Derken, o an için tekerleğe en yakın şeyi buldu. Bu şekilde daha hızlı ve daha az yorularak ilerliyordu. Kervan yolda düzülür ya, işte öyle bir hal almıştı durum. Basit tekerleğe bir kaç ekleme yaptı. 4 gün sonra 66 model bir Shelby Cobra'yı andırıyordu yoldaki şey. Artık yükünü taşımasına gerek yoktu. Ancak hangi ara V8 motoru yaptığını kendisi de bilmiyordu.

Yolda durup kolileri açmaya karar verdi.

Koliler boştu. (?) Şaka yaptım lan! Koliler boş değildi ama hikayenin akışı gereği bu noktada açıklanabilecek bir şey değil. Bir lost, bir "Bruce Willis ölüymüş lan!" değil ama şu anda olmaz. Neyse kolileri açmadan önce işemeye gitmişti.

Döndüğünde kolileri açtı. İçerisinde 4 adet tekerlek vardı. Uzaylılar bırakmış.

*Sonu son olmuş hikaye...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bence...