Dance of Death

Ateşlerin ortasında dans ederken, şansım göz kırpmıştı uzaklardan. Gözleri artık benim üzerimde değil, birbirlerinin gözlerindeydi. Neden doğduğunu bilmediğim karmaşa, sanki yeterince karmaşık değilmişcesine... Birbirine saldıran gözler hala çok yakınımda...

O anda, üzerimde değilken gözler, sanki bir kapı aralanıyordu önümde. Doğru zamanın geldiğini anladığında yapman gerekeni bilmek gibi, kapıdan geçmek... Bakışlar çekildiğinde geri, dağıldığında dikkat, görünmez gibi hissettiğim anda kendimi... Sadece koştum. Göğsümde nefesime yer kalmayana kadar, rüzgarı arkamda bırakacak gibi koştum. Delicesine... Sadece kaçmak için.

Dönüp arkama bakmadım bile, cesaret edemediğim için...

*Şanslısın ki, böylesi bir hikayeyi kimden dinlemen gerektiğini biliyorum. Bak! (Yeni sekmede aç!)
** Kim bilir, belki dinlerken okumak istersin! İşte! (Yine, yeni, yeniden sekme)

*** "Bir şey paylaşacağım ama herkes bir şeyler paylaşıyor zaten... Dur lan! Şöyle yapayım." paradoksları...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bence...